Featured Post
Yeşil Kart Bir Çözüm müdür?
YEŞİL KART BİR ÇÖZÜM MÜDÜR? Üniversite’de iken daha çok okey, tavla oynamak için öğrencilerin gittiği bir kahvehane vardı. Orada bir ark...
Wednesday, December 13, 2017
Sarraf Davası ve etkileri
(Yukaridaki resim Amerika'da yasayan ressam arkadasim Necdet Yilmaz'a aittir. Kendisi davayi basindan sonuna kadar takip edip resimler cizerek halki aydinlatmistir.)
Amerikan kamuoyu ile beraber Türkiye’ye dayatılmak istenilen Rıza Sarraf Davası ve etkileri üzerinde öyle olayları yaşıyoruz ki tam bir bilgi kirliliği var.
Konu, adalet mekanizmasına yansımış ve kanunlar çerçevesinde açılan bir davanın devamı olarak değil de ülkeler arasındaki çıkar çatışmasına kadar büyütülmek istenmesine anlam verebilmek güç. Tabi, olayların gelişime göre etki ve tepki yaşanması normal.
Gelelim davaya, “süper tanık” olarak isimlendirilen kişinin ABD eski avunma istihbarat ajansı direktörü Michael Flynn’in Sarraf davasında şahitlik edebileceği konuşuluyor. Bu çok önemli bir isim.
Kamuoyunun davaya bakış açısı özetle şöyle; Dünyada Man, ahirette iMan!
Ambargo koyma olayının artik dünyada kalkması lazım. Üçkağıda fırsat veriyor. Birde, toplumda tartışma yaratan bu olayla ilgili bazı düşüncelerimi aktarmak istiyorum.
Milletimizi daha da kutuplaştırmak için Sarraf davasını kullanmayın. Başarıya giden yol ayrışmak değil birleşmektir. “Yurtta barış, dünyada barış” diye boşuna dememiş Atamız. Akil ve sağduyuyu kaybetmeden davanın sonuçlanmasını bekleyelim. Sosyal medyada karşılıklı olarak çok çirkin saldırılar oluyor. Bu şekilde bir yere varamayacağımızı hala öğrenememiş bir milletiz. Sakin olalım, sakin…
Çocuktum, ufacıktım, bu “Hayali ihracat”, “Naylon Ticaret” laflarını ilk defa, dönemin başbakanı rahmetli Turgut Özal Amca’dan duymuştum.
Şimdi günümüze uyarlanıyor. Sarraf’in sahibi olduğu Safir Altın Ticaret, 2012 yılında Türkiye’nin 12 milyon dolarlık altın ihracatının yüzde 46’sını tek başına gerçekleştirerek, 2016 yılında ihracattaki üstün performansı nedeniyle ödül almıştır. 2012-2013 arasındaki altın ticaretinin büyük kısmı ambargoyu delmek için kullanılmış. İddia böyle….
Kaddafi’nin 200 milyar dolarlık servetinin 130 milyar dolarlık kısmının, altın, dolar, ve mücevherlerinin Türkiye’ye getirildiğini ve bu servetin getirenler tarafından paylaşıldığını söylersem? Bu iddiaları ilk defa duyanlar ve okuyanlar olarak şaşırmamak elde değil. Neyse, küçük bir hatırlatma; Milli eniştemiz Reza Zarrab, Gana’dan bir uçak dolusu ne getirmişti? Ve o bir uçak dolusu şey her neyse, Atatürk Hava Alanından nasıl sırra kadem basmıştı? Bu iddiaların neticesini hala öğrenemedik. Şimdi anladınız mı Reza enişteye geçenlerde neden ödül verildiğini? Ha de öptüm (Yorgo)
Reza Zerrab'ın avukatları davaya bakan hakim Richard Berman'ın 2014 yılındaki Türkiye ziyaretini ve Türkiye hakkındaki görüşlerini gerekçe göstererek reddi hakim talebinde bulunmuşlardır. Ancak kabul edilmemiştir.
Ambargoyu delmeyip İran’a ihracat yapsalardı ülke karlı çıkacaktı. Türkiye kazanacaktı. İran nakit alamadığı parası karşılığında bizden ürün alacaktı.
Bu arada, zaten tarihin çeşitli dönemlerinde var, şimdi bu dava nedeniyle artan Amerika düşmanlığı bizi nerelere götürecek acaba? Hem müttefik, hem düşman. Bu ne perhiz, bu ne lahana tursusu?
Halkbank muhtemelen büyük bir ceza ile yargılanacak ki Hakim Berman, “Halkbank’tan hiç kimsenin savunmaya gelmemesine şaşırdım” dedi.
Ambargo delme faaliyetleri ile Türkiye’ye aktarılan, aktarıldığı iddia edilen herhangi bir para kayıtlarda yok. Öncelikle ülke için yaptılar diyenler bunu bir anlasın. Biz gene aldığımız petrol ve doğalgazın parasını ödemişik. Paralar Halkbank’ta birikmiş. Bu parayı ambargo dolayısı ile İran direkt alamadığı için altın ve hayali gıda ihracatları kullanılarak İran’a nakit para akışı sağlanmış. Arada da bu sistemi kurup yürüten kişiler ceplerini doldurmuş. Amerika fark edip birkaç kez uyarmış ama yöntem değiştirerek devam etmişler.
Sonunda, Rusya resmi bir raporla ihbar etmiş. Bu arada dikkat çekmemek için o paraların bir kısmı ile ilaç yardımları ve insani yardımlar da yapmışlar. Başka ülkelerde kurulu şirketler de kullanılmış. Adı gecen ülkeler şöyle:
Türkiye - İran - Hindistan - Suudi Arabistan - Azerbaycan - İtalya - Çin. Bu soruşturmalar Amerika güvenlik birimleri ve Amerika başkanlık seçimlerine kadar uzanıyor. Dünya çapında dev bir çete faaliyetinin küçük bir uzantısı bile olabilir Türkiye’de yaşananlar.
TC acısından bakıldığında can alıcı kısmı, nasıl olup da bütün devlet bankalarının bu düzenin içine sokulduğu iddialarının cevabıdır.
Bu dava ile ilgili olarak ortaya çıkan bir başka veriyi aktarıyorum; yurt dışında 5 bin 700 adet Türk vatandaşımız, çeşitli suçlamalarla hapiste tutuluyormuş.
Yazinin linki:
http://www.gazetebursa.com.tr/sarraf-davasi-ve-etkileri-makale,2828.html
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment