Elif Kask: Boşanmalarını Şampanya Açıp Kutlayanlar...
Elif Kask Pisacane:"Boşanmalarını Şampanya Açıp Kutlayanlar ‘Cool’ Değil Aşırı ‘Fake’ Görünüyorlar" dedi. ABDPOST.COM editörü Esra Öziskender'in, yazar Elif Pisacane ile yaptığı röportajın ilk bölümü çok ses getirmişti. 2. Bölümde de dikkat çeken açıklamalarda bulunan Pisacane, yine çok konuşulacak.
Esra Öziskender'in Röportajı
EÖ: Elif’cim, en çok ses getiren romanın hangisi oldu?
EKP: En çok ses getiren romanım kesinlikle “Amerika’yı Nasıl Karıştırdım” oldu. Gerçek olaylar, kişiler, ataşe ve bazı diplomatların yarattıkları skandallara yer verdim. Kitap direkt “Dış İşleri Bakanlığımıza” gitmiş. Bir takım devlet görevlileri için soruşturma başlatılmış…. Bu kitaptan sonra herkes benden korkmaya başladı. Adım “Tehlikeli Kadın”a çıktı…. Evet, kabul ediyorum, görevini iyi yapmayan devlet görevlileri için tehlikeliyim. Bundan da gurur duyuyorum. Şehir efsanesi oldum bir anda. Geçenlerde Los Angeles’ta yaşayan bir ev kadını benden korktuğunu söylemiş bir arkadaşıma…. Şu an bile gözümden yaşlar geliyor bu yoruma…. Bu insanlar neyin kafasını yaşıyor bilemiyorum. Herkes kendisini çok önemli görüyor, CIA tüm ev kadınlarının telefonda yaptiğı geyikleri dinliyor ya…. Yaşını başını almış bir ev kadını kendini devlet için o kadar önemli görüyor ki, ben onun yaptiklarını yazıp, Dış İşleri Bakanlığı’na göndereceğim, o da sorguya cekilecek…. Buna inanıyor…. Allah herkese sağ duyu versin. Sağ duyusuz insanlar bir yerde şizofreniye benzer özellikler gösteriyorlar...
EÖ: Sadece gerilim romanları yazmakla kalmıyorsun, aynı zamanda gerçek hayatta da bazı insanları gerim gerim geriyorsun gördüğüm kadarıyla :)
Sence boşanmak da bir gerilim ve macera mı? Neden boşanma üzerine bir kitap yazmak istedin?
EKP: Kadeh kaldırıp, boşanmalarını beraber kutlayan, boşanma partisi veren çiftlere bakıp 'bunlar neyin kafasını yaşıyorlar?' diyorum... Ayrılırken beraber kadeh kaldırmayı hiç bir zaman düşünmedim. Zaten son derece 'fake' (sahte) buluyorum. Körler sağırlar birbirini ağırlar misali... Çevreye karşı beraberce 'cool' maskesi takıp, 'dedikodu' kazanını kaynatmamak için beraber verilmiş bir karar. Belki evlenmeden önce boşandıklarında ne yapacaklarını belirleyen evlilik sözleşmesi maddelerine eklidir bu cool'luk :)
Neyse sadede geleyim :) Benim boşanmam 5 sene sürdü. Amerika'da boşanma, CEO'larının hakimler olduğu 60 milyar dolarlık büyük bir holding. Adalet parası olana var. Tam bir jungle (vahşi orman)... Ben Manhattan'da ayrıldım. Manhattan adası, dünyayı yöneten Amerikalı, beyaz, protestan adamların yani günümüzün Osiris Rahiplerinin yaşadığı yer. Bu adamlar boşanırken mallarının yarısını eşlerine vermek yerine çok daha azını Divorce Corporation'ın CEO'larına yani hakimlerine yatırıveriyorlar... İş böyle olunca kendinizi tam bir ormanda buluyorsunuz. Hayatta kalma mücadelesi başlıyor... Haklı olanın değil, güçlü olanın hayatta kaldığı bir adalet sistemi var Amerika'da. Aile mahkemeleri ve Ağır Ceza Mahkemeleri farklı işliyor Amerika'da. Ağır Ceza Mahkemeleri çok daha adil. Ağır ceza mahkemelerindeki jüri sistemi aile mahkemesinde yok. Ağır ceza mahkemelerindeki ücretsiz avukat hakkı aile mahkemelerinde yok. Aile mahkemelerinde hakimler çok güçlü hatta tüm güç onların elinde. Onlar ne derse o oluyor. Anayasanın da üstündeler... Açıkçası Amerika'nın çok övündüğü "checks and balances" sistemi burada işlemiyor. Tam bir monarşi. Faşist bir düzen. 'Hakim haksızlık yapıyor değiştirmek istiyorum' diyebiliyorsunuz ama kendisinin haksızlık yapıp yapmadığına karar verecek olan da yine kendi hakiminiz. Kara mizah yani... Şimdi gülüyorum. O zaman hiç komik gelmiyordu. Boşanırken de boşanma esnasında da işlenen seri cinayetlerin kitabı... Dinsizin hakkından gelen imansızların cinayetleri :) Kurbanlar öyle şeytani ki katiller pek bir seviliyor romanda :)
Esra Öziskender'in Notu: Bilmeyen okuyucularımız için açalım. Checks and Balances deyimi yani çekler ve bakiyeler deyimi Amerika'da şu anlamda kullanılıyor: Bir hükümetin her bir şubesinin, herhangi bir şubenin çok fazla güç harcamasını önlemek için başka bir şubenin davranışlarını değiştirmesine veya veto etmesine izin veren bir sistem. Yani tam anlamıyla körler ve sağırlar birbirini ağırlar durumu diyebiliriz Sevgili Elif Kask'ın da belirttiği gibi.
EÖ: Hayranlarınla aran nasıl? Kocan seni hiç hayranlarından kıskanır mı?
EKP: Eşim özgüveni çok yüksek bir adam. Ee nasıl olmasın?! Yakışıklı, başarılı, muhteşem bir eğitimi var. İnsanların beni beğenmesi hoşuna gider. Zaten bana güveni de sonsuz. Bizim aramızdaki aşk; ruh eşi aşkı... O eşsiz aşk... Gerçek aşk...
EÖ: Tam da sevgililer gününde ne güzel sözler bunlar! Mutluluğunuz daim olsun inşallah.
Los Angeles'a yakınsın. Hiç Hollywood'la ilgili hayallerin var mı? Tam da geçtiğimiz Pazar günü benim de çok sevdiğim ve beğendiğim favorim olan Parazit filmi ödül aldıktan sonra bu sorunun gelmesi manalı oldu.
EKP: Tabii ki var... Artık senaryo yazmak istiyorum. Dizi senaryosu, film senaryosu...
EÖ: Sence insanlar neden gerilim - macera - polisiye kitapları okumalılar?
EKP: Rutinden kurtulmak için. Rutin beni sıkar... Adrenalini yükselten kitaplar, beni günlük rutinin dışına çıkaran maceralar ilgimi çekiyor. İşte bu yüzden bu tarz romanları okumayı seviyorum. Benim tarzım bu... İlgi alanım, zevk aldığım konular bunlar... Aşk kitabı okumam. Hayatımda olmasa okurdum belki de
EÖ: Önümüzdeki birkaç yıl için planların nelerdir?
EKP: Anın tadını çıkarmak... Daha çok seyahat etmek... O kadar çok görmek istediğim yer var ki... Ailemle seyahat etmenin keyfini başka hiçbir şeyden almıyorum. Bir de dizi senaryosu yazmayı çok istiyorum...
EÖ: Aldığın ödüllerden bahseder misin?
EKP: 2014 senesinde IRA yani Uluslararası Radyocular Birliği beni "Alkışı En Çok Hakeden Yazar" olarak ödüllendirdi. Çok hoş bir sürprizdi. Ödülümü almaya Ankara'ya gitmiştim.
EÖ: Ne kadar güzel bir ödül, tebrikler! Son olarak okuyucularımıza vermek istediğin bir mesaj var mı?
EKP: Mevlana ve Şems'i anlamaya çalışın. Sır perdesi orada kalkıyor. Başkasının yorumu ile değil, kendi kalbinizle okuyun... Size ne dediğini anlayın. Kopya çekmek işe yaramaz çünkü herkesin sorusu ayrı bu hayatta... Herkesin sınavı farklı... Kendi cevabınızı bulmanız lazım.
EÖ: Elif'cim bu güzel sohbet için çok teşekkürler. Ayrıca misafirperverliğiniz için sana ve eşine çok teşekkürler. İnşallah en kısa zamanda senin yazacağın bir senaryoyu dizi olarak izleyelim.
Sevgili okuyucularımız bir başka röportajımızda görüşmek üzere. Sevgiler.