Featured Post

Yeşil Kart Bir Çözüm müdür?

YEŞİL KART BİR ÇÖZÜM MÜDÜR? Üniversite’de iken daha çok okey, tavla oynamak için öğrencilerin gittiği bir kahvehane vardı. Orada bir ark...

Thursday, August 13, 2020

Ayşe Alagöz: ABD'de Kadınların Özgürlüğü...

Ayşe Alagöz: ABD'de Kadınların Özgürlüğü...


Kendisini bir kent sever, gezgin ve planlı bir maceraperest olarak gören Ayşe Alagöz, basın dünyasında; metin ve köşe yazarı, dergi editörü, radyo ve televizyon sunucu ve programcısı olarak çalıştı. Sanat ve sosyal sorumluluk projelerini bir arada yürüten yazarın üç oyunu sahnelendi. Global dünyadaki aşk-meşk ilişkilerinden yola çıkılarak mizahi bir dille yazılan Erkek Atlası adlı kitabını, Mor Salkım Şiddet Hattı’na bağışladı. İnsanları, toplumları ve hatta dünyayı bir kitap gibi okumak hedefi. 




Reklam

Esra Öziskender'in röportajı. @esraoziskender, @hrlinkconsulting, oziskender.esra@gmail.com

Ayşe, bir röportajında "en çok kadınların özgürlüklerini kıskandım Amerika'da" diyorsun ama Amerika’da da bu özgürlüğü eleştiren çok Amerikalı var. Değer yargılarının yok olduğu, aile kavramının bitmek üzere olduğundan şikayet ediyorlar. Mesela sen örnek olarak üç ayrı adamdan çocuk yapıp, üçü ile de evlenmeyen asistanını göstermişsin. Evet bu bir özgürlük ama aynı zamanda aile kavramının da yok olmasının bir göstergesi olabiliyor bazıları için çünkü çocuklar anne ve baba bir arada büyümüyor. Bu denge nasıl kurulur? Hem özgürlük hem aile kavramı nasıl bir arada gider veya gitmez mi? Nedir düşüncelerin?

İnkar edemem, başlangıçta asistanımı çok yadırgadım ama sonradan sanırım evrildim. Seneler içinde çok kültür ile çok dilli, çok renkli yaşamak beni farklı bakış açılarına götürdü. Dünyadaki tüm ilişkiler evrensel duygularla başlıyor ama toplumsal faktörlerle şekilleniyor. Örneğin; Türkiye'de ilişkiyi sağlıklı yürütebilmek için aile onayı şart ama Amerikan toplumundaki ilişki dinamikleri apayrı.

Gözlemlediğim bir şeyi paylaşmak isterim; Amerika’da babasız büyüyen çocuklar çok fazla. Bence bu büyük bir problem. Özgürlük demek sorumsuz olmak değil ama sanırım dengeyi bulmak çağımız insanı için zor. Aile kavramı yok oldukça, olan gelen nesillere olacak. Mutlu sona evlilik diye bakılır ya; biz Türk filmleri ile büyüdük. Aslında mutlu son bir evlilik değil. Evlilik bir başlangıç. Ve bence aşk, evliliği yürütebilen en son şey!

Dünyada ne kadar insan varsa o kadar mutluluk tanımı vardır herhalde. Tüm kültürlerde  kişinin mutluluğa giden yoldaki "olmaz ise olmaz"ı  kendi ile barışık ve mutlu olması bence. Sen mutlu değilsen, karşındakini nasıl edersin? Ayrıca sonsuz aşka dayanan kalp yok derler. Her aşkın son kullanma tarihi olan bir yüzyılda yaşıyoruz. Çağ nevrotik ise aşkın suçu ne?


No comments:

Post a Comment