KFC Kurucusu Colonel Sanders'in İnanılmaz Hikayesi
Hep merak ettiğim Kentucky Fried Chicken’in ilk ortaya çıktığı North Corbin, Kentucky’deki küçük, şirin, sevimli mekanı nihayet geçtiğimiz Aralık 2020’de ziyaret etme fırsatını buldum. Çektiğim videoyu aşağıdaki linklerde izleyebilirsiniz. KFC’nin kurucusu Colonel Harland David Sanders’in de inanılmaz öyküsünü okuyabilirsiniz.
Esra Öziskender, @esraoziskender (Facebook, Instagram, LinkedIn, Twitter) oziskender.esra@gmail.com, whatsap: +1 (347) 261-2236
North Corbin, KY - Instagram ve YouTube Videolarım:
https://www.instagram.com/tv/CI5jSHqlz02/?igshid=pti5ohxk2z1m
https://youtu.be/i9Uah1ThIPc
Beş yaşındayken babası vefat etti.
16 yasında okulu terk etti.
Daha henüz 17 yasındayken 4 işi bırakmıştı.
18 yasında evlendi.
18 – 22 yaş arası tren yollarında işçi olarak çalıştı.
19 yasında ilk defa baba oldu.
20 yasındayken karısı, kız bebeklerini de alarak annesinin evine gitti.
Orduya katıldı fakat beceremedi.
Hukuk fakültesine devam edip çalışırken başarısız oldu.
Sigorta satıcısı oldu ama gene başarısız oldu.
Sonunda küçük bir kafede bulaşıkçı ve aşçı olarak çalışmaya başladı.
65 yasında emekli oldu.
İlk emekli maaşı hükümetten gelen $105’lik bir çekti.
Kendi kendini büyük bir hayal kırıklığı olarak görüp, intihar etmeye karar verdi.
Bir ağacın altına oturup veda mektubu yazmaya hazırlanırken birden kendini eğer elinde imkan olsaydı hayatta neler yapabileceğini yazarken buldu ve bir anda aslında daha yapmak istediği çok şey olduğunu fark etti.
Herkesten iyi yapabileceği birşey vardı o da aşçılık!
İlk defa 7 yasında ailesi için ekmek pişirmişti ve mutfakta çok iyiydi.Herkes onun pişirdiği, ekmeklere, kurabiyelere, yemeklere bayılıyordu.
Bir arkadaşından $ 87 borç aldı ve bu para ile tavuk eti satın alıp onları kendi icat ettiği tarife göre kızarttı. Bu tarifte tam 10 çeşit baharat kullanmıştı.
Ve kızarttığı bu tavukları satmak için Amerika’nın Kentucky eyaletinde, mahallesindeki bütün kapıları çaldı.
65 yasındayken intihar etmeyi düşünen bu adam, 88 yasında bütün dünyanın tanıdığı bir multi milyarder oldu.
KFC yani Kentucky Fried Chicken bugün dünyanın ikinci büyük restorantlar zinciridir.
Dünyanın 123 ülkesinde, 20,000 lokasyonda hizmet veriyor. KFC’in kurucusu bu kişinin adı Colonel Şanders. 1890 Indiana doğumlu Şanders, 1980 yılında 90 yasında Kentucky’de vefat etti.
Colonel Şanders’le 1979 yılında yapılmış bir röportajı burdan izleyebilirsiniz:
https://www.youtube.com/watch?v=my_S6ctwu7Q
Simdi sıkı durun, işin püf noktası burda: Colonel Şanders tam 1009 kere “hayır” cevabını aldı, ilk “Evet” cevabını almadan önce. Sorduğu soru şuydu: “Benim icadım olan değişik bir tarifle kızarttığım tavuklardan denemek ister misiniz?” 1009 kapıyı çaldı ilk deneyecek müşteriyi bulabilmek için, elinde kızarmış tavuklarıyla. 1010. kapıyı açan kişi olur denerim dedi ve herşey çorap söküğü gibi gelişti. Denedi, beğendi, komşusuna da önerdi. Böyle Colonel Şanders isim yapmaya başladı. Önce bir gaz istasyonunda ufak bir lokanta açtı ardından ilk defa temsilcilik (frenchise) verdi ve herşey hızla gelişti. Bu hikayeyi ben yıllar önce duymuş ve çok etkilenmiştim. İngilizcede “İt’s a numbers game” diye bir terim vardır. Yani ne kadar çok sayıda bir işi yapar, dener, üstelersen o kadar çok başarıya ulaşırsın. “Bu bir sayı oyunu” da diyebiliriz.
Hele ki bugün itibarıyla 313 milyon nüfusa sahip Amerika’da çaldığınız kapı kadar başarıya ulaşma ihtimalinizin o derece yüksek olduğunu düşünebilirsiniz.Aynı şekilde 2016 verilerine göre nüfusu 79,814,871 olan ülkemiz Turkiye’de de. Tabi kendinize güveniniz sonsuz ise. Eğer kendinize, yeteneklerinize ve ortaya çıkardığınız ise güveniyor ve başarılı olmaya inanıyor ve fırsat verildiğinde başarılı olacağınıza eminseniz asla vazgeçmeyin. 1000 kişi hayır dese de en sonunda size bir şans verecek o bir kişiyi bulacağınızdan emin olabilirsiniz. Ama eminim ki birçok insan değil 1000, 100. kapıda pes eder ve motivayonunu kaybeder. Siz onlardan olmayın. Başarının en büyük anahtarı azimdir.Calvin Coolidge’nin güzel bir özdeyişi var: “Hiçbirşey azmin yerini tutamaz. Yetenek dersek; dünyada bir sürü yetenekli ama başarısız insan var. Deha desek; keşfedilmemiş dahilerle dolu dünya. Eğitim desek; Dünya başarısız ve mutsuz eğitimli insanlarla dolu. Ancak azimle, yılmadan yorulmadan hayallerinin peşinde giden insanlar başarıya ulaşırlar. Azmin yerini hiçbirşey tutamaz.”Yaşa takılmayın, hiçbir zaman geç değildir. Amerika’da 40-50-60 yasında ikinci eğitim veya üniversite eğitimi veya bir meslek eğitimi yapan insan sayısı çok fazla. Allah önce sağlık versin. Sağlıklı olduktan sonra bu dünyada her yaşta herşey mümkün.Burdan başka bir konuya atlamak istiyorum. Bu konu benim uzun zamandır Türk Televizyonlarında gözlemlediğim bir konu. Hazır sırası gelmişken bundan bahsedeyim.Biliyorsunuz ki Türk TV dizi yapımcıları son 10 yıldır büyük bir ilerleme kaydedip TV Diziciliği konusunda dünyanın sayılı ülkeleri arasına girmeyi başardılar. Bu açıdan onları kutluyorum.
En son Amerika’nın ardından dünyada ikinci seçildik bu alanda. Hiç ummadığım ortamlarda, hiç ummadığım kültürlerden insanlar bizim dizilerimizden bahsediyor. Geçen sene rastgele Queens, New York’ta karnımı doyurmak için girdiğim bir Kolombiya restorantında yemeğimi yerken gözüm duvardaki televizyona takıldı. Gözüme son derece tanıdık gelen oyuncuların oynadığı bir dizi vardı. Sesini duyamıyordum ama duysaydım da zaten İspanyolca’ya dublaj edilmişti. Yarım saat sonra fark ettim ki televizyonda benim de bir zamanlar beğeni ile izlediğim “Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisi oynuyor. Çok şaşırdım ve çok sevindim tabiki.Muhteşem Yüzyıl’ı nerdeyse bilmeyen kalmadı. Bunun gibi çok daha fazla dizi sayabiliriz, sizler eminim benden çok daha iyi biliyor ve takip ediyorsunuz. Biz yurt dışında biraz kaçırabiliyoruz takibi tabiki ama gene de ne yalan söyleyeyim her hafta beş tanesini birden hiç aksatmadan takip eden arkadaşlarım da var. Onlara burdan bravo diyorum.Türk dizileri Kuzey Afrika’dan Çin’e kadar geniş bir coğrafyada izleniyor. Artan dizi satışlarıyla dizi ihracatı 300 milyon dolara ulaşmış durumda.Şimdi gelelim asıl söylemek istediğim konuya:
Benim dikkatimi çeken şu: Hiç Amerika dizilerindeki anladığımız anlamda bir kişinin mesleki başarısını konu alan diziler yok bizim ülkemizde. Hiç dikkatinizi çekti mi?Mesela diyelim ki bir Anadolu gencini ele alalım, ismi de İsmail olsun (rahmetli dedemin ismi – babamın babası – İsmail Öziskender, nur içinde yatsın.) İsmail bir Anadolu kasabasında yaşayan mazbut bir gencimiz olsun ancak imkanları kısıtlı olsun. Fakat İsmail çok çalışarak ve azmederek şimdi İstanbul’da veya Ankara’da vs başarılı bir meslek sahibi veya iş adamı olsun biz de onun başarı öyküsünü bir TV dizisi olarak izleyelim. Aslında Anadolu’nun bağrından çıkmış çok başarılı insanlarımız var, gerçek örnekler var sıfırdan senaryo yazmaya bile gerek yok, bir otobiyografi bile yeter ama nedense böyle TV dizileri hemen hiç çevrilmiyor ülkemizde, neden acaba? Ya da başarılı bir sporcunun hayatı, başarılı bir sanatçının hayatı vb. İllaki gerçek bir hayat olması da gerekmez tamamen hayal ürünübir senaryo da olabilir. Ama nedense bizim halkımız mı ilgilenmiyor yoksa dizi yapımcıları ilgilenmeyeceklerini mi düşünüyorlar bilmiyorum ama bu tip dizi konularına hiç rastlamıyoruz. Eğer ben yanılıyorsam lütfen örnekleri ile beraber bana emailleyin. Tabiki gözümden kaçan bir iki tanesi olmuş olabilir ama geneline bakacak olursak dizilerin konuları genellikle şu şekilde: Tarihten gelen hikayeler, aşk, intikam, kan davaları, husumet, komedi, trajedi, polisiye, mafya, az da olsa doktorlar, komiserler, öğretmenler, avukatlar, yargıçlar vb. Azimle çalışıp hayatta başarılı olmuş insanların hayatı veya herhangi bir şekilde böyle uydurulmuş bir hikaye üzerine kurgulanmış bir dizi ben çok fazla hatırlamıyorum, çok fazla dedim hiç demedim çünkü eminim birkaç tane vardır (diye düşünüyorum, ya da sonradan aklıma gelebilir.)Şimdi burada doktora tezi yazacak şekilde bunun nedenlerini tartışmayacağız tabiki – ki böyle bir konuya girersek çıkamayız çok derin olur – ama benim hep ilgimi çekmiştir.
Bu tip konular genel olarak bir aşk acisi çekmekten daha fazla ilgi çekmiyor sanırım toplumda. Halbuki bence özellikle genç insanlarımıza başarılı olma azmi ve hırsını aşılaması başımından bu tip başarı örneklerini gösteren dizilere de ihtiyacımız var diyerek konumuzu şimdilik burda sonlandıralım.Herkesin hayallerine ulaşması dileğiyle… Şimdi şöyle bir geriye doğru yaslanıp düşünün bakalım.. Eğer başarmayı çok istediğiniz bir hedefiniz olsaydı veya halihazırda varsa, kaç kapı çalarsınız?Bir sonraki yazımda görüşmek üzere. Bana her türlü konuda yazıp danışabilirsiniz.
Colonel Harland David Sanders
Haberin Linki: https://www.abdpost.com/kfc-kurucusu-colonel-sanders-in-inanilmaz-hikayesi/57321/
No comments:
Post a Comment