Hacivat Uyanık ama Karagöz'ün Dilinin Kemiği Yok
Ayhan Hülagü çok yönlü bir sanatçı: Oyuncu, yazar, gölge oyunu sanatçısı, eğitmen. Farklı disiplinlerde başarılı projelere imza atıyor. 2017 yılında Amerika’da kurduğu Karagoz Theatre Company ile ülkenin en gözde sahnelerinde, festivallerinde yer aldı. Geleneksel Türk tiyatrosu üzerine çalışmalar yürüten sanatçı, Karagöz gölge oyunu ile Amerika turnesi gerçekleştirdi, Amerika’nın en büyük kukla festivallerinde perde açtı. Harvard’a konuşmacı olarak katıldı. Broadway gösterisi ile vitrine çıktı.

Esra Öziskender'in Röportajı.
Ayhan, Hacivat mı olmak istersin, Karagöz mü? Neden?
Karagöz ile Hacivat’ın gölge oyununda özel temsilleri var: Karagöz eğitimsiz, dilinin kemiği olmayan, kaba, mert, başı beladan kurtulmayan, saf biri. Hacivat mürekkep yalamış, gözü açık, zeki, kibar, görgülü, içten pazarlıklı, sinekten yağ çıkarabilecek bir karakter. İki karakter toplumun özeti sayılabilir. Hayal oyunu, icracılar arasında Karagöz oyunu olarak da tanımlanır. Yani Karagöz oyuna ismini verecek kadar bir adım önde. Benim için de Karagöz özel bir yerde. Ses tonu, aklı, açık sözlülüğü, konuşulmayanı açık etmesi, patavatsızlığı büyüleyici. Özellikle onu sahnede oynatırken daha büyük keyif aldığımı itiraf etmeliyim.

Esra Öziskender: Asıl hedefin tiyatro oyuncusu olmak iken kendini bir anda gölge oyunu sanatçısı olarak buldun. Bu nasıl gerçekleşti?
Ayhan Hülagü: Üniversiteye başladığım günden beri tiyatro ile yatıp kalkıyorum. Gölge oyunu, meddah, orta oyunu, köy seyirlik oyunlar özel çalışma alanlarım. Studio Oyuncuları'nda oyunculuk eğitimi alırken aynı süreçte geleneksel sanatlar üzerine de yoğun okumalar yaptım. Metin yazarlığı yaparken kişisel yönelimimi bu alanda tutmaya özen gösterdim. 2011 yılında Unima İstanbul şubesinin başlattığı Karagöz yapım ve oynatım atölyesini tamamladıktan sonra uzun süre kişisel çalışmalar yürüttüm. Karakter tasarımları, yeni oyun yazma denemeleri, hikaye anlatma denemeleri vb. Karagoz Theatre Company'i Amerika'da kurduktan sonra bu çalışmalarımı uluslararası platforma sergileme imkanım oldu. Çok olumlu geri dönüşler aldı, almaya devam ediyorum.

Söyleşimiz ikinci bölümüyle devam edecek. İkinci bölümü de kaçırmayın.

Esra Öziskender: Karagöz, Türkiye ve bizim mizah algımızla özdeşleşen bir form. Bunu uluslararası platformlara taşıma fikri nasıl ortaya çıktı? Karşılık bulacağını nasıl öngürebildin?
Ayhan Hülagü: Karagöz hayal oyunu uluslararası tanınırlığı olan, hayli şöhretli bir sanat formu. Uluslararası sanat trafiğinde üretilen oyunları, filmleri uzun yıllardır takip ediyorum. Amerika'da tiyatro kurmaya karar verdiğim zaman uğraştığım sanatın bir karşılığı olduğunu bilerek yola çıktım. Bir de şöyle bir gerçeklik var. Ben Amerikan coğrafyasına sonradan eklemlendim. Bilgim, birikimim, estetik algısı oturmuş bir sanat üreticisi olarak bu halkaya dahil oldum. Bu saatten sonra onlar gibi olmam, onlar gibi sanat üretmem mümkün ve mantıklı değil. Evrensel olanı yakalayıp kendi estetiğimle hikayeler anlatmayı tercih ediyorum.

Esra Öziskender: Bunun için geleneksel sanatlara sırtını yaslıyorsun...
Ayhan Hülagü: Aynen öyle… Ben Amerika'da kendi kültürüm, geleneğim, birikimim ile değerliyim. Başkası gibi davranıp yaşamam doğru değil. Bunun için Türkiye coğrafyasının sanat tarihi üzerine yaptığım arkeolojik kazıları oyuna, hikayeye, sergiye dönüştürüp üretim yapıyorum. Büyüdüğüm coğrafyanın hikayelerini, sanat formlarını, seyirciyle kurduğu ilişki biçimlerini irdelerken kendi sanat algımı geliştirmeye çalışıyorum.

Esra Öziskender: Yaptığın iş aynı zamanda bir kültür elçiliği kabul edilebilir değil mi?
Ayhan Hülagü: Bu tarz büyük cümlelerden kaçınıyorum. İlgi ve çalışma alanım Türk tiyatrosu. Sırt dönülen geleneksel oyunlar, köy seyirlik eğlenceler, meddah öyküleri… Bu köklü gelenek ve kültürden beslenerek oyunlar yapıp hikayeler anlatıyorum. Bu süreç ister istemez bir temsile dönüşüyor. İzleyenler tiyatrodan Türkiye'nin kültürel kodlarına ve sanat formlarına dair bilinç kazanarak ayrılıyor. Doğrudan bir aktarım, elçilik olduğu bir gerçek. Dünyanın tüm kültürleri, geleneksel formları değerli, korunmayı ve aktarılmayı hak ediyor. Ben en iyi kendi kültürümü bildiğim için bunu aktarıyorum. Hikayesi daha eski ve derin olduğu için bu onu ve beni bir kaç adım öne çıkarıyor.

Esra Öziskender: Karagöz gölge oyununu Amerika'da ve uluslararası festivallerde başarıyla tanıtıyorsun. Amerikalı sanatçılarla biletleri yok satan şovlar düzenledin. Bize bunlardan bahseder misin?
Ayhan Hülagü: Amerika, Afrika'da bir çok uluslararası festivale katıldım, atölyeler düzenleyip sergi ve söyleşiler düzenledim. Her tiyatrocunun bir şekilde hayalini kurduğu, büyük saygınlığı olan platformlarda yer alma imkanım oldu. Amerika'da Karagöz üzerine yaptığım oyunlar bugüne kadar 12 farklı eyalete turne yaptı. Tiyatroların dışında okul, kütüphane, darülacezelerde sahne kurdum.. Amerika, Türk, Çin, Hindistan vb farklı kültürden, dilden binlerce izleyiciye ulaştım. Bunun yanı sıra Great Plains Puppet Train, Amerika Ulusal Kukla Festivali, Neopolis Tiyatro Festivali gibi birçok prestijli uluslararası festivalde sahne aldım. Amerikalı sanatçılarla farklı sahnelerde 6-7 farklı proje hazırlayıp gösteriler hazırladım. Son olarak Türkiye'nin geleneksel sanatını, dünyanın en gözde tiyatrolarının yer aldığı Broadway'e taşıma imkanım oldu.

Esra Öziskender: Karagöz'ü tarihinde ilk defa Broadway'e taşıdın. Çok büyük başarı. Bu süreç nasıl gerçekleşti?
Ayhan Hülagü: Amerika'da gösterilerimin sayısı arttıkça haliyle daha tanınır oldum ve iletişim ağım hızla genişledi. UNİMA USA ve Puppeteers of Amerika'ya üye oluşum, gösterilerimi izleyen sanatçıların beni farklı tiyatrolara tavsiye etmesiyle yaptığım işi gösterme sürecim daha çabuk oldu. Amerika'nın en büyük kukla festivali sayılan 63. Ulusal Kukla Festivali'nin programına alındıktan sonra Broadway'den de davet aldım. İşin bir güzel tarafı Türkiye'de Susam Sokağı, Edi ve Büdü vb kukla programlarıyla tanınan Hollywood'un dünyaca ünlü kukla sanatçısı Jim Henson vakfı yaptığım projeyi destekledi. Broadway'de farklı zamanlarda gösteriler gerçekeştirdim. Yaptığım işin Broadway'de görücüye çıkması ve üzerine olumlu eleştiriler yazılması ayrı bir mutluluk. Bunun bana nasip olması onur verici.

Esra Öziskender: Türk çocukları içinde de Türkçeyi az bilenler ve hatta hiç konuşamayanlar var. Onlar Karagöz'ü İngilizce dinleyince nasıl tepkiler veriyor?
Ayhan Hülagü: Yurt dışındaki gösterilerin en büyük motivasyonlarından biri bu. Göçmen Türk aileler bir şekilde çocuklarına kendi ülkesine, kültürüne dair bilinç kazandırmak istiyor. Başka bir dilin, kültürün içine doğan çocuk sadece ailede yaşatılmaya çalışan kültüre bir noktadan sonra yabancılaşabiliyor. Bu noktada yaptığım iş bir manevi doyum sağlıyor. Yaşlı, çocuk genç hayatında ilk defa benim gösterilerim ile karagöz ile tanışmaları benim açımdan ayrı güzellik. İster istemez hayatlarında bir iz bırakıyorsun. Amerika, Meksika, yahut Afrikalı izleyicinin Karagöz ile tanışıp, eğlenmesi beni ayrıca keyiflendiriyor. Bu karagöz'ün ne kadar evrensel olduğunu gösteriyor. Çekik gözlü yahut siyahi bir izleyicinin karagöz ile kahkahalar atması, bu kültüre ilgi duyması ilginç kareler oluşturuyor. Bu buluşmayı sağlayan kişinin ben olması tabii ki şahsım ve kişisel sanat yolculuğum açısından çok değerli.

Esra Öziskender: Şu an da tiyatro hayatında nerede duruyor?
Ayhan Hülagü: Hayatımın tam merkezinde. Gölge oyunu tiyatronun başka bir formu: gölge tiyatrosu… Karagöz yaparken de bir tiyatrocu olarak performans sergiliyorum. Gerek karagözcü olarak, gerek meddah, yahut aktör olarak tiyatro üretmeye devam ediyorum. Pergelin ucunu sevdiğim çoğrafyanın kültürüne koyarak bunu yapmaya çalışıyorum.
Haberin linki:
https://www.abdpost.com/hacivat-ve-karagoz-hayatin-kendisi/31546/
No comments:
Post a Comment