"Türkiye'de Cazı Nasıl Duydun" Diye Soran Var
Cemre Necefbaş 1994’te İstanbul’da doğdu. Çocukluktan başlayan müzik sevgisi, Robert Kolej’deki lise yıllarında RC Orkestra’da da pekişti. 2012’de Nardis Genç Caz Vokal Yarışması’nda NTV Radyo Özel Ödülü’nü kazanarak kendini İstanbul’daki caz camiasında tanıtmış oldu. 2013’te müzik lisansını yapmak için New York’a taşınan Cemre, 2018’de The New School for Jazz and Contemporary Music’ten çift diploma ile mezun oldu. Şimdi kendi caz trio ve duo projeleriyle New York’un müzik klüplerinde söylüyor.
Esra Öziskender'in röportajı:
EÖ: Cemre, küçük bir kız çocuğu iken hangi şarkıları söylerdin?
CN: Kendimi bildim bileli şarkı söylemeyi çok sevmişimdir. Küçükken radyoda duyduğum şarkılardan, okulda koroda öğrendiğimiz türkülere, hiç durmadan şarkı söylerdim.
EÖ: İlk cazla tanışman nasıl oldu?
CN: Cazla ilk tanışmam lisede oldu. Robert Kolej’deki ilk senemde verdiğim bir performansın ardından o sıradaki İngilizce öğretmenim Michael Hays beni yanına çağırıp bana kendi arşivinde topladığı caz vokal cd’lerini verip “Bunları dinlemen ve öğrenmen gerek” demişti. Caz’la olan ilişkimin başladığı yer tam olarak burası. (Lisenin ilerleyen yıllarında Mr. Hays’le beraber bol bol müzik de çaldık, hatta üniversite başvurularım için hazırladığım müzik seçmesi kayıtlarımda bana bas çalmıştı.)
EÖ: Ailende başka caz veya müzikle uğraşan var mi? Bize biraz ailenden bahseder misin?
CN: Ailemde caz veya müzikle ciddi anlamda uğraşan biri yok. Bana hep komik gelmiştir; annem, babam ve abim, hepsi lisanslarını makina mühendisliği üzerine yaptılar. Ama babam müzik dinlemeyi, bizi güldürmek için yanık türküler söylemeyi çok sever. Abim de lisede yine RC Orkestra’nın en sevilen vokalistlerindendi. Küçükken abim ve arkadaşlarımızla MTV’nin başından ayrılmadan müzik dinlerdik. Sonradan müzik benim daha bireysel olarak keşfettiğim bir şey oldu, ama ailem bu tutkumu her zaman sevgiyle desteklemiştir.
EÖ: Anne, baba ve abinin, üçünün birden makine mühendisi olması gerçekten çok ilginç. Görünen o ki sen zinciri kırmışsın :)
Ne zaman tam olarak müzisyen olmaya karar verdin? Eğer müzisyen olmasaydın hangi mesleği yapmayı hayal ederdin?
Müzisyen olmayı her zaman istedim diyebilirim. Bu fikrim lisedeyken üniversitede ne okumak istediğimle ilgili kararımı vermeye çalıştığım sırada şöyle somutlaştı:
Geleceğimde nasıl bir yol izlersem izleyeyim müziğin bunun bir parçası olacağını fark ettim. Durum böyle olunca, müzik dışında başka bir kariyere harcayacağım enerji ve çabayı müziğe yönlendirirsem müzikte başarılı olabileceğime ama daha da önemlisi bu şekilde kendi hayatımda daha mutlu olacağıma karar verdim.
EÖ: Türkiye'de caz müziğinin şu andaki durumu nedir?
Türkiye'de her zaman çok istikrarlı bir caz seyircisi olduğunu düşünmüşümdür. İKSV (İstanbul Kültür Sanat Vakfı) ve çeşitli diğer kuruluşların düzenlediği caz festivalleri sayesinde bu müzikle ilgilenmeye başladığım andan itibaren harika konserler takip etme fırsatım olduğu için kendimi şanslı hissetmişimdir.
New York'a taşındıktan sonra Türkiye'de cazla ilgili güncel gelişmelere biraz uzak kaldığımı söyleyebilirim. Ama arkadaşım demekten gurur duyduğum, harika işler çıkartan çok yetenekli genç caz müzisyenlerini takip ediyorum. Enver Muhammedi'nin yeni albümü "Letter to K" ve Engin Özşahin'in "Sequence of Emotions" albümleri listemin başında mesela.
EÖ: Kariyerindeki en büyük hayalin nedir?
CN: 14 yaşındayken en sevdiğim grup Travis'i Parkorman'da açık havada sahnenin önünden izlemiştim, ve aklımı kaçıracak kadar mutlu hissetmiştim. En büyük hayalim benim o gün yaşadığım mutluluğun bir parçasını beni dinleyen insanlara yaşatabilmek.
EÖ: İnşallah o günleri de görürüz. Caz gibi bize ait olmayan bir müzik dalında isim yapmaya ve yer edinmeye çalışan bir Türk sanatçı olarak sence karşılaştığın zorluklar neler?
Bazen New York'ta tanıştığım insanlar hala "Türkiye'de cazı nasıl duydun?" diye soruyorlar. Ben bu soruyu oldukça komik buluyorum. 21. yüzyılda caz gibi tarihi olan bir müziği duymamış olmam saçma olurdu bence.
Benim caza yaklaşımım çok sevdiğim bu müziği birebir yaşamış ustalardan ve onların öğrencilerinden öğrenmek oldu. Caza yabancı veya yerli olmanız farketmeden, bu öğrenmeye olan açlığı gösterirseniz caz müzisyenlerinin kapılarının açık olduğunu fark ediyorsunuz. Cazın doğasında olan doğaçlama kültürü de yine dışarıdan katılan birinin bu müzikte kendini bulması için önemli bir fırsat diye düşünüyorum.
EÖ: Cazı çok bilmeyen ama öğrenmeye ve sevmeye çalışan bir dinleyiciye nasıl bir yol izlemesini tavsiye edersin?
Herhangi bir müziği öğrenmek için yapmanız gereken ilk ve en önemli şey dinlemek. Bol bol dinleyin. Cazın çok uzun bir tarihçesi, ve kendi için de çok çeşitli tarzları olduğunu göreceksiniz. Her onyılda ortaya çıkan caz akımlarını aynı derecede sevmeniz şart değil, ama hepsini aynı açık fikirlilikle dinlemenizi öneririm. Sonrasında size daha yakın gelen tarzlara yönlenebilirsiniz.
EÖ: Caz nedir ve en güzel nasıl dinlenir?
CN: Caz olarak nitelendirebileceğimiz müzikler çok geniş bir yelpazede fakat hepsinin ortak buluştuğu nokta doğaçlama diyebiliriz. Cazı caz yapan özellik, müzisyenin çaldığı parçayı özgün bir şekilde yorumlamasından geliyor. O yüzden çeşitli caz standartlarının onlarca kayıdını bulabilirsiniz fakat hiç biri, bir diğerinin aynısı değildir.
Şu sıralar tekrar tekrar dinlediğim albüm "The Complete Capitol Recordings of Nat King Cole Trio" - yemek hazırlarken, ortalık toplarken, veya uzanıp dinlenirken dinleyebilirsiniz. Her türlü huzurunuzu ve keyifinizi ikiye katlayacağına eminim
EÖ: Bundan sonraki hedef ve planlarından bize bahseder misin?
CN: Büyük bir heyecanla New York'taki konserlerime devam etmeyi bekliyorum! Bir de kendi projem olan Cloud Seven'la daha çok performans vermek ve stüdyoya girmeyi diliyorum. (Ne yazık ki şu an bu tip planları yapmak biraz daha zorlaştı!)
EÖ: Dinleyicilerin / hayranların sana nasıl ulaşabilir? Seni nasıl dinleyebilir? İletişim bilgilerin nelerdir?
CN: Tüm konserlerimi ve yaptığım çeşitli projelerin bilgilerini sık sık sosyal medyamda paylaşıyorum:
Instagram'da @cemrenecefbas
FB'ta da sanatçı sayfam olan Cemre Necefbaş'ı (url: facebook.com/CemreNecef) takip edebilirsiniz.
EÖ: Cemre'cim, bu güzel sohbet için çok teşekkürler. Başarılarını yakından takip etmeyi ümit ediyorum. İnşallah bir NYC seyahatimde de senin canlı performanslarından birine denk gelirim.
Sevgili okuyucularımız Cemre Necefbaş'ı YouTube'dan takip etmeyi unutmayın:
https://www.youtube.com/user/cmr94
CN: Ben çok teşekkür ediyorum bu güzel sohbet fırsatını bana sağladığınız için. Tüm ABD Post okuyucularına bol müzikli, arada bir cazlı günler diliyorum.
Esra Öziskender ve Cemre Necefbaş aynı karede, Boston'da arkadaşlarıyla.
Haberin linki:
No comments:
Post a Comment