Mustafa Karabekmez: AB'nin Türkiye'ye Seyahat Uyarısı Saçma
Alman vatandaşlarının durumu hala bile Türkiye'den kötü olan İngiltere'ye veya benzer durumda olan İtalya, İspanya ve Fransa'ya seyahat etmelerinde bir sakınca yok ama Türkiye'de tatil yapmaları riskli. En fazla 5 yataklı bir sağlık ocağı bulunan Yunan adasında tatil yapmak güvenli. Dünyada ilk kez çift kol organ nakli yapılabilen Akdeniz Üniversitesi tıp fakültesi hastanesinin daha pek çok tam teşekküllü kamu ve özel hastanesinin bulunduğu Antalya'da tatil yapmak riskli öyle mi?
Esra Öziskender'in haberi.
Sevgili Mustafa Karabekmez bu sefer bizlere, son gelişen Korona olayları ve onun getirdikleri doğrultusunda dünyadaki küreselleşme üzerine bir yazı kaleme aldı.
Hepberaber okuyalım bakalım.
Küreselleşme Trendi Hız mı Kesiyor?
1980'li yıllarda kürsüyü ele geçiren her hatip veya 3000 nüfuslu beldenin belediye başkanı hız kesme tümseğinin dahi açılış töreninde söze “Balkanlar ve Ortadoğunun… “ diye başlardı. 2000'li yıllardan sonra ise bu tür konuşmalar “Küreselleşen dünyamızın…” klişesi ile başlar oldu.
Sermayenin, iş gücünün, mal ve hizmetlerin engeller olmadan yerkürede serbestçe dolaşımı diye özetlediğimiz küreselleşme son yıllarda hız mı kesiyor?
On yıl öncesine kadar dünyada AB, NAFTA ve Şangay Beşlisi gibi bölgesel işbirliği teşkilatlarları ile sermaye, iş gücü, mal ve hizmetlerin bölge içinde serbest dolaşımına imkan sağlamıştı. Ancak, son dönemde tekrar korumacı politikaların ve içe kapanmanın popüler hale geldiğine tanık oluyoruz. Salgından önce ABD ile Çin arasında ticaret savaşı başlamıştı. ABD, Meksika sınırına duvar örmeyi planlıyordu. İngiltere ise uzatmalı boşanma hikayesinde sona yaklaşmıştı. AB ve ABD yeni ticaret sözleşmesi ve gümrük tarifeleri ile ilgili pazarlık ediyordu. ABD'nin kendi demir çelik sektörünü korumak için bu sektöre getirdiği ithalat engelleri ve gümrük duvarları Türk demir çelik sektörünü de negatif etkilemişti.
Covid 19 salgını zaten hız kesmiş olan küreselleşmenin tabutuna son çiviyi de çaktı diyebiliriz. Salgın sırasında AB kendisine üye ülkelerle bir dayanışma ve yadımlaşma politikası geliştiremediği gibi, salgının en yoğun olduğu dönemde üye ülkeler 3. Ülkelere sipariş ettikleri kişisel koruyucu sağlık ekipmanlarının lojistiği sürecinde kendi toprakları üzerinden sevk edilirken; birbirlerinin ürünlerine el koyma vandallığını bile yaşadılar.
Salgın sürecinde ülkeler, dizayn ve ArGe çalışmalarını kendi ülkemizde yapalım ama üretimi işçiliğin ucuz olduğu Uzakdoğu'da yaptıralım stratejisini de yeniden sorgulamaya başladılar.
ABD ve İngiltere gibi ülkeler üretim ekonomisini yıllar önde terk ettikleri için basit solunum cihazlarını dahi üretememe duruma geldikleri gerçeği ile yüzleştiler. Şimdi Trump idaresi tekrar ABD'de üretimi teşvik eden ekonomi politikaları geliştiriyor.
Covid 19'un Avrupa'da yoğun yaşandığı dönemde Schengen anlaşması askıya alındı ve Avrupa'da serbest dolaşım engellendi. Ancak, şu anda Avrupa yeni normlarla normale dönse bile, bu sürecin siyasi sekellerini yaşıyoruz. Örneğin, AB'nin turizm ile ilgili aldığı güya sağlık tedbirleri kapsamında Türkiye'yi riskli ülke ilan etmesi tamamen salgın sonrası içe kapanma ve korumacı ekonomi politikalarının bir sonucudur.
Alman vatandaşlarının durumu hala bile Türkiye'den kötü olan İngiltere'ye veya benzer durumda olan İtalya, İspanya ve Fransa'ya seyahat etmelerinde bir sakınca yok ama Türkiye'de tatil yapmaları riskli. En fazla 5 yataklı bir sağlık ocağı bulunan Yunan adasında tatil yapmak güvenli. Dünyada ilk kez çift kol organ nakli yapılabilen Akdeniz Üniversitesi tıp fakültesi hastanesinin daha pek çok tam teşekküllü kamu ve özel hastanesinin bulunduğu en yeni ve modern otellere sahip Antalya'da tatil yapmak riskli. Öyle mi?
Bu kararın sağlık endişesi ile ilgisi yoktur. Bu tamamen AB'nin salgında ekonomik olarak çok zarar gören Akdenizli üye ülkelerini, AB içi turizmle tekrar ekonomilerini canlandırma korumacı politikasıdır. Küreselleşme karşıtı bir politikadır.
Tabii burada bahsettiğimiz küreselleşme sermayenin, iş gücünün, mal ve hizmetlerin serbest dolaşımı. Oysa bilginin ve teknolojinin dolaşımı ve dünyanın öbür ucundaki insanlara erşimi son sürat devam ediyor. Dünyanın bu anlamda kazandığı ivmeye en iyi örneklerden birisi de Covid 19 salgını.
Yüzyılın başında Mısır'da ortaya çıkan İspanyol gribinin Avrupa'ya ulaşması 5 yıl sürmüş. Oysa Wuhan'da ortaya çıkan virüs 5 hafta sonra Avrupa'ya ulaşmıştı.
Görünen o ki önümüzdeki dönemde küreselleşme hız kesecek, korumacı ve içe kapanan ekonomi politikaları popüler hale gelecek. Zaten bizdeki son moda "Yerli ve Milli" de bu trende uygun değil mi?
Mustafa Karabekmez, 1971 yılında Gaziantep'te doğdu. İlk ve lise eğitimini memleketinde tamamladıktan sonra Marmara Ünivesitesi, Teknoloji Fakültesi Bilgisayar Müh. eğitimi için İstanbul'a geldi. Aynı üniversitede MIS ve Koç Üniversitesi'nde İşletme yüksek lisans eğitimleri aldı. Harvard Üniversitesi'nde yönetici eğitimi aldı. Kariyer hayatı boyunca Siemens, Metro Grosmarket, Ericsson, Alshaya ve AstraZeneca gibi bilişim, telekom, perakende ve ilaç sektörlerinde Bilgi Teknolojileri Müdürü olarak görev yaptı. 2012 yılından beri eşi Özlem Çaylı Karabekmez ile birlikte kurdukları Ethic HR İnsan Kaynakları Danışmanlık şirketinde Yönetici Ortak olarak çalışan Mustafa Karabekmez ve eşi Özlem Karabekmez'in 15 yaşında ikiz oğulları var. İstanbul'da ikamet ediyorlar. Kendisine ulaşabileceğiniz email adresi: mustafa.karabekmez@ethichr.com
Esra Öziskender
ABDPost.com
HRLink Consulting, Inc
oziskender.esra@gmail.com
Gazeteci, Sosyal Medya Danışmanı, İnsan Kaynakları ve Eleman Bulma Uzmanı, Kariyer Koçu. İş ve eleman arayışı, kariyer koçluğu, reklam, sosyal medya, haber konularında bana ulaşabilirsiniz.
Tüm haber, makale ve röportajlarıma bloğumdan ulaşabilirsiniz:
Blog: @hrlinkmakaleler.blogspot.com
Facebook: @HRLinkConsultingInc
Instagram: @esraoziskender, @hrlinkconsulting
LinkedIn: @hrlinkconsulting123
Twitter: @HRLinkConsultin
Web sitesi:
https://hrlinkconsulting.wixsite.com/hrlink
No comments:
Post a Comment